Dijital telif hakları yasası TBMM gündeminde… Google, Dijital Medya Komisyonu huzuruna çıkacak
Bayramın bitmesiyle birlikte 'Dijital Telif Hakları Yasası'nın yasalaşması için hummalı bir çalışma yapılıyor. TBMM Genel Kurulu 25 Haziran Salı günü haftalık çalışmalarına başlarken, Dijital Medya Komisyonu, AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman başkanlığında “dijital telif hakları” gündemiyle toplanacak. Google yetkilileri komisyona sunum yapacak. Öte yandan “Kripto Varlıklar Kanunu” da TBMM gündeminde yer alacak.
Türkiye'de başta Google olmak üzere arama motorları ve dijital platformların yayıncılara ödeme yapmaması nedeniyle AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman başkanlığında Dijital Medya Komisyonu kuruldu ve TBMM'de “Dijital Telif Hakları Kanunu” konusunda çalışmalar başlatıldı.
GOOGLE YETKİLİLERİ KOMİSYONDA
Geçtiğimiz ay ilk toplantısını gerçekleştiren Dijital Medya Komisyonu, 25 Haziran Salı günü gündeminde “Dijital Telif Hakları Yasası” olacak şekilde yeniden toplanacak. Google yetkilileri komitede dinlenecek. AK Parti Milletvekili Hatay Hüseyin Yayman, komisyonun geçen ayki ilk toplantısında şunları söyledi: “Fikri sanat eserleri kanunu, yayıncıların telif haklarını korumaktan uzaktır. Mutlaka güncellememiz gerekiyor. Komisyonumuzun bu döneme tarihi bir görevi var.”
TELİF HAKLARI KORUNACAK
Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Ömer Fatih Sayan, TBMM'de halen geliştirilme aşamasında olan dijital telif hakları kanununun düzenlenmesine ilişkin geçtiğimiz günlerde şunları söyledi: “Dijital telif hakları kanunu genel olarak üretilen içeriklerin telif haklarını korumayı amaçlamaktadır. Yani bir anlamda içerik üreten kişi, kurum ve kuruluşlar tarafından.” “Meclis'te eser hırsızlığının önüne geçmek istiyor ve bu çalışmalar farklı kurumlarla birlikte yürütülüyor” dedi.
Öte yandan Mali Eylem Görev Gücü'nün (FATF) Türkiye'den beklediği Kripto Varlıklar Tasarısı, bayram sonrası Meclis'in öncelikli gündemine alındı. Türkiye'nin “gri listeden” çıkmak için yerine getirmesi gereken önemli görevlerden biri olarak değerlendirilen yasa üzerinde hummalı bir çalışma yürütülecek. Hükümet, yasayı Moody's'in Temmuz ayında açıklayacağı rapordan önce yürürlüğe koymayı hedefliyor.
Türkiye ilk 5'te
G7 ülkeleri tarafından uluslararası kara para aklamanın önlenmesi amacıyla OECD bünyesinde kurulan FATF, Türkiye'yi 2021 yılında gri listeye aldı. İtalya'da yapılacak G7 liderleri zirvesi sonrasında atılacak yeni adımlarla bu alanda ilerleme kaydedilmesi bekleniyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın da katılacağı etkinlik. ABD, Hindistan ve İngiltere'den sonra en büyük 4'üncü kripto para ülkesi olarak kabul edilen Türkiye'de işlem hacminin 150 milyar doların üzerinde olduğu tahmin ediliyor. Kripto para birimlerinin toplam piyasa değeri 2021'de 2 trilyon dolar ve 600 milyar doları bulurken, Mayıs 2022'deki dalgalanmanın ardından 1 trilyon doların altına düştü. Ocak 2024'te bu değer 1.000 milyar 800 milyar liraya ulaştı.
MASAK KURALLARI GEÇERLİDİR
Bütçe Plan Komisyonu tarafından onaylanan yasa tasarısı Genel Kurul'da görüşülecek. Yeni düzenlemeyle birlikte Türkiye'deki coin ve token transferlerinde Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) kuralları geçerli olacak. Transfer mesajlarında gönderici ve alıcıya ilişkin yer alması amaçlanan bilgi ve veriler, kripto para hizmet sağlayıcıları tarafından kayıt altına alınacaktır. Müşteri transferlerinin yapıldığı cüzdan ve fon hesaplarına ilişkin bilgiler, hizmet sağlayıcılar tarafından güvenli, erişilebilir ve izlenebilir bir şekilde saklanacaktır. Tüm işlem kayıtlarının bütünlüğünü, doğruluğunu ve gizliliğini sağlamak sizin sorumluluğunuz olacaktır.
YATIRIMCILARIN VE ŞİRKETLERİN DİKKATİNE
Kripto para yatırımcılarına, hizmet sağlayıcı şirketlere ve aracı kurumlara önemli koşullar getiriliyor. Dolayısıyla platformların Sermaye Piyasası Kurulu'ndan faaliyet izni almış olması, işlemlerin devlet garantisi altında olduğu anlamına gelmemektedir. Bir kripto varlığın platformlar tarafından listelenmesi, “kamu teminatı” olarak kabul edilmeyecektir. Kripto varlık sahipleri, sermaye piyasasında uygulanan “yatırımcı tazminatı” haklarından yararlanamayacak. Makul ve ekonomik gerekçelerle açıklanamayan işlemlere SPK mevzuatı kapsamındaki “piyasa bozucu” yaptırımları uygulanacaktır.
Bankalarda müşterilerin kripto varlıkları, hizmet sağlayıcıların varlıklarından ayrı tutulacak. Hizmet sağlayıcıların elinde bulunan müşteri nakit ve kripto varlıklarına bu şirketin borçları nedeniyle el konulamaz ve rehin alınamaz. Aynı şekilde müşteri borçlarından dolayı hizmet sağlayıcıların mal varlıklarına el konulamaz. Bu kural kamu kredileri için de geçerli olacak. Müşteri kripto varlık hesapları kredilere teminat teşkil etmeyecektir. Bu hesaplar bloke edilemez ve yatırım firması lehine rehin edilemez.
MASAK TMJ'Yİ TAKİP ETMİYOR
Türk yetkililer yasanın yürürlüğe girmesinden sonra kripto ATM'lerin kurulmasına sıcak bakmıyor. Meclis'e bilgi veren MASAK Başkanı Hasan Kaymak, şunları söyledi: “Kripto paradan nakde geçişe olanak sağlayan ATM'ler dünya çapında terörün finansmanı bağlamında en riskli araçlardır. “Dolayısıyla ikincil düzenleme aşamasında buradaki riski en aza indirecek şekilde yükümlülüklerin belirlenmesi konusunda Sermaye Piyasası Kurulumuzla birlikte görüşlerimizi ileteceğiz” dedi.
YENİ ÇAĞ KONSEPTLERİ: DAĞITIK BLOCKCHAIN Merkezi Olmayan Finans
Merkezi olmayan finans olarak adlandırılan DeFi uygulamalarına yol açan “blockchain” ve “dağıtılmış defter” gibi kavramlar, yeni düzenlemeyle mevzuata girecek. Teklifin ilk imza sahibi AK Parti Ankara Milletvekili Ömer İleri, “dağıtık defter” kavramını tanımlayarak şunları söyledi: “Dağıtılmış defterler, kayıtların merkezi olarak değil taraflarca saklandığı, paylaşıldığı ve paylaşıldığı bilgi arşivleri olan defterlerdir. bir fikir birliği mekanizması kullanılarak ağdaki düğümler arasında senkronize edilir.” Yeni kavramların kanunda özel olarak tanımlanmadığını vurgulayan İleri, şöyle konuştu:
İLK KEZ KANUN'DA TANIMLANDI
“Aslında, kripto varlıkların dayandığı dağıtılmış defter veya blockchain teknolojisini değil, bu varlıkları satın alan, satan ve saklayan hizmet sağlayıcıları düzenliyoruz. Bu kavramlar makalelerde bilinçli olarak tanımlanmamıştır. Bunun altında yatan sebep, bu tür teknolojilerin sürekli olarak gelişmesi ve eğer bir tanım yapılırsa, düzenlemenin sınırlarının net bir şekilde çizilmemesi veya zamanla eksik kalması tehlikesinin olmasıdır. Dolayısıyla dolandırıcılık durumlarında tanıma uymayan ancak kripto varlık veya dağıtılmış defter olarak adlandırılan varlıklar söz konusudur.